Diyarbakır Kalesi: Tarihin Görkemli Tanığı ve Sur İlçesi
Güneydoğu Anadolu’nun en kadim yerleşim merkezlerinden Diyarbakır’da, Dicle Nehri’nin kıyısında yükselen Diyarbakır Kalesi, dokuz bin yıllık tarihi ile dünyanın en eski ve en etkileyici savunma yapılarından biridir. 2015 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak tescil edilen bu muhteşem yapı, Sur ilçesinin merkezinde yer alarak hem tarihi hem de günümüzün ekonomik ve kültürel yaşamına tanıklık etmektedir.
Coğrafi Konum ve Doğal Yapı
Diyarbakır Kalesi, Sur ilçesinde bulunmaktadır. Sur ilçesi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin orta bölümünde, Dicle Nehri’nin kenarında denizden 660 metre yükseklikte yer almaktadır. İlçe, adını şehri çevreleyen surlardan almış olup, Diyarbakır’ın dört merkez ilçesinden biridir.
Kale, Dicle Nehri’nin yanında yükselen bazalt platonun doğu kıyısındaki geniş düzlük üzerinde konumlanmıştır. Bölge, Karacadağ’ın bazalt lavları üzerine kurulmuştur. Bu volkanik taş, binlerce yıldır bölgenin mimari karakterini belirleyen en önemli yapı malzemesi olmuştur. Bazaltın su emmeme, paslanmaya dayanıklılık ve dona karşı mukavemet gibi özellikleri, surların bu denli uzun ömürlü olmasının temel nedenlerindendir.
Bölge, sert karasal iklim özelliği gösterir. Yaz ayları oldukça sıcak ve kurak geçerken, kış ayları soğuk olmakla birlikte Doğu Anadolu kadar sert değildir. Güneydoğu Torosların kollarıyla çevrili olan ilçe toprakları, stratejik konumu sayesinde tarih boyunca önemli bir yerleşim merkezi olmuştur. Dicle Nehri’nin varlığı, hem geçmişte hem günümüzde bölgenin yaşam kaynağı olmuş, tarımsal ve ekonomik faaliyetlere hayat vermiştir.
Demografik Yapı ve Nüfus Özellikleri
Sur ilçesi, Diyarbakır’ın tarihi çekirdeğini oluşturan merkez ilçelerden biridir. 2024 yılı verilerine göre Diyarbakır ilinin toplam nüfusu 1.833.684’e ulaşmıştır. Sur, Kayapınar, Bağlar ve Yenişehir ile birlikte şehrin merkezi ilçelerini teşkil etmektedir.
İlçenin demografik yapısı, kentsel gelişim ve ekonomik hareketlilik nedeniyle son yıllarda bazı değişimler yaşamıştır. Modern yerleşim alanlarının gelişmesiyle birlikte bazı aileler yeni bölgelere taşınma eğilimi göstermiştir. Buna rağmen Sur, tarihi dokusu, UNESCO Dünya Mirası statüsündeki kalesi ve zengin kültürel mirası sayesinde hem yerli halk hem de yerli ve yabancı turistler için vazgeçilmez bir çekim merkezi olmayı sürdürmektedir.
İlçe nüfusunun önemli bir kısmı ticaret, turizm, zanaat ve hizmet sektörlerinde istihdam edilmektedir. Çok katmanlı bir tarihi geçmişe sahip olan bölge, farklı kültürel grupların bir arada yaşadığı kozmopolit bir yapıya sahiptir. Bu çeşitlilik, ilçenin sosyal ve ekonomik dokusunu zenginleştiren önemli bir faktör olarak öne çıkmaktadır.
Ekonomik Yapı ve İş Olanakları
Sur ilçesi, tarihi dokusuyla birlikte canlı bir ekonomik yaşama sahiptir. İlçe ekonomisi, ağırlıklı olarak ticaret, turizm, zanaat ve hizmet sektörlerine dayanmaktadır. Bölgesel ticaretin önemli bir merkezi olan Sur, çevre il ve ilçelerle güçlü ekonomik bağlara sahiptir.
Ticaret ve Çarşı Kültürü
İlçede tarımsal, hayvansal ve sanayi ürünlerinin alım satımının yapıldığı zengin bir pazar ağı bulunmaktadır. Tarihi çarşılar ve ticaret merkezleri, yoğun bir ekonomik aktivitenin yaşandığı alanlardır. Melikahmet Caddesi, Balıkçılarbaşı, Gazi Caddesi gibi bölgeler, günün her saatinde canlı bir ticari faaliyet sergiler.
Canlı hayvan pazarı ve hayvansal ürün ticareti, ilçenin geleneksel ekonomik faaliyetleri arasında önemli bir yer tutmaktadır. Çevredeki köylerde ve ilçelerde yetiştirilen hayvanlar, Sur’daki pazarlarda alınıp satılmakta, hayvancılıkla uğraşan çiftçiler için bu pazar vazgeçilmez bir ticaret noktası olmaktadır.
Turizm Sektörü
UNESCO Dünya Mirası statüsünün kazanılmasıyla birlikte turizm sektörü, ilçe ekonomisinde giderek artan bir öneme sahip olmuştur. Diyarbakır Kalesi ve surları, her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlamaktadır. Bu durum, otel, restoran, kafe, hediyelik eşya satış noktaları ve tur operatörlüğü gibi turizm odaklı işletmelerin gelişmesine yol açmıştır.
Tarihi yapıların restorasyonu ve turizme kazandırılması, istihdam yaratmanın yanı sıra yerel ekonomiye önemli katkılar sağlamaktadır. Rehberlik hizmetleri, kültür turizmi ve gastronomi turizmi, bölgede hızla gelişen sektörler arasındadır.
Zanaat ve El Sanatları
Sur ilçesi, yüzyıllardır süregelen zanaat geleneklerine ev sahipliği yapmaktadır. Kuyumculuk, bakırcılık, demircilik, terzilik ve ayakkabıcılık gibi geleneksel zanaatlar, ilçede hala canlılığını korumaktadır. Tarihi kapalı kuyumcular çarşısı, bölgenin en önemli mücevherat merkezi konumundadır.
Özellikle turistik eşya üretimi ve satışı, son yıllarda önemli bir gelişme göstermiştir. Geleneksel Diyarbakır işlemeleri, bakır işçiliği ve yerel el sanatları ürünleri, ziyaretçiler tarafından yoğun ilgi görmektedir.
Geçim Kaynakları ve Ekonomik Aktiviteler
Sur ilçesi halkının başlıca geçim kaynakları çeşitlilik göstermektedir:
Ticaret: İlçenin en önemli geçim kaynağı ticarettir. Toptan ve perakende ticaret yapan esnaf, giyimden gıdaya, elektronikten inşaat malzemelerine kadar geniş bir ürün yelpazesi sunmaktadır. Hem yerel hem de bölgesel ekonomiye önemli katkı sağlanmaktadır.
Turizm Hizmetleri: Konaklama, yeme-içme, rehberlik, ulaşım ve hediyelik eşya satışı gibi turizm odaklı hizmetler, giderek artan sayıda kişiye istihdam sağlamaktadır. Özellikle UNESCO listesine giriş sonrasında turizm gelirlerinde belirgin bir artış yaşanmıştır.
Zanaat ve Sanat: Kuyumculuk, bakırcılık, terzilik gibi geleneksel zanaatlar, hem ekonomik hem de kültürel açıdan değerli faaliyetler olarak sürdürülmektedir. Bu zanaatlar, turistlere özgün ürünler sunmanın yanı sıra kültürel mirasın korunmasına da katkı sağlamaktadır.
Hizmet Sektörü: Eğitim, sağlık, bankacılık ve kamu hizmetleri sektöründe çalışanların sayısı giderek artmaktadır. İlçede faaliyet gösteren çok sayıda banka şubesi, ticaretin daha etkin yürütülmesini sağlamaktadır.
Tarımsal Ürün Ticareti: İlçe merkezi olmasına rağmen Sur, Diyarbakır’ın zengin tarımsal üretimiyle güçlü bağlara sahiptir. Buğday, arpa, mercimek, nohut, pamuk gibi ürünlerin yanı sıra meşhur Diyarbakır karpuzu, üzüm ve sebzelerin ticareti yoğun şekilde yapılmaktadır.
Diyarbakır Kalesi: Mimari Harika
Diyarbakır Kalesi, iç kale ve dış kale olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Yaklaşık dokuz bin yıllık olan surlar, Çin Seddi’nin ardından dünyadaki en uzun ve geniş savunma duvarıdır.
Tarihi Arka Plan
Diyarbakır’ın simgesi niteliğindeki surların ilk defa M.Ö. 3000-4000 yıllarında Hurriler tarafından bugünkü İç Kale’nin olduğu yerde yapıldığı düşünülmektedir. Bugünkü surlar M.S. 346 yılında İmparator II. Constantinius tarafından yaptırılmıştır.
Tarih boyunca Romalılar, Bizanslılar, Abbasiler, Mervaniler, Selçuklular, Artuklu, İnanlılar, Eyyubiler, Akkoyunlular ve Osmanlılar gibi birçok büyük medeniyet bu kaleyi kullanmış ve restore etmiştir. Bu nedenle kalenin duvarlarında, burçlarında ve kapılarında her dönemin kendine özgü mimari izlerine rastlamak mümkündür.
Mimari Özellikleri
5,5 kilometre uzunluğu ile dünyanın en eski surlarından olan Diyarbakır surlarının duvar yüksekliği 10-12 metre, genişliği ise 3-5 metre arasında değişmektedir. Dış surlar üzerinde 82, iç kale üzerinde 19 adet burç bulunmaktadır.
Burçlar savunma amaçlı tasarlanmış olup, üç veya dört kattan oluşmaktadır. 20 metre yüksekliğe sahip olan burçların zemin katları depo olarak kullanılmış, diğer katları ise askerler tarafından kullanılmıştır.
Ana Kapılar
Surlardaki ana girişler Dağ Kapı (Harput Kapısı), Urfa Kapı (Rum Kapısı), Mardin Kapı (Tell Kapısı) ve Yeni Kapı (Dicle-Irmak-Şat Kapı)’dır. Bu kapılar, 20. yüzyılın başlarına kadar şehir güvenliğini sağlamak için aktif olarak kullanılmıştır.
Önemli Burçlar
Yedi Kardeş, Evli Beden, Nur, Keçi, Kral Kızı ve Akrep burçları en ünlü kale burçlarıdır. Artuklu hükümdarı Melik Salih adına 1208 yılında yapılan Evli Beden Burcu (Benusen Burcu), zengin kitabe ve bezemeleriyle diğerlerinden ayrılmaktadır.
Burçların üzerinde çift başlı kartal, aslan, akrep, at ve kaplan gibi hayvan kabartmaları, güneş ve yıldız motifleri ile çeşitli dönemlere ait kitabeler bulunmaktadır. Bu süslemeler, her medeniyetin kaleye kattığı sanatsal zenginliğin birer yansımasıdır.
Hevsel Bahçeleri: Yeşil Miras
Dicle Nehri kıyısında, Diyarbakır Kalesi ile Dicle Vadisi arasında yer alan 700 hektarlık Hevsel Bahçeleri, kentin hem besin kaynağı hem de simgesidir. Diyarbakır’ın sebze deposu olarak bilinen bu bahçeler, şehrin sebze ve meyve ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılamaktadır.
Hevsel Bahçeleri, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük kuş cennetidir. 180’den fazla kuş türünün yanı sıra su samuru, tilki, sansar, sincap ve kirpi gibi birçok memeli türüne ev sahipliği yapmaktadır. Göçmen kuşlar için önemli bir durak noktası olan vadi, biyoçeşitlilik açısından büyük değer taşımaktadır.
Kültürel Zenginlik ve Turizm
Sur ilçesi, Diyarbakır Kalesi’nin yanı sıra birçok tarihi ve kültürel yapıya ev sahipliği yapmaktadır. Hz. Süleyman Camii, Ulu Cami, Behram Paşa Camii, Surp Giragos Ermeni Kilisesi, tarihi hanlar, hamamlar ve konaklar, ilçenin kültürel zenginliğini oluşturan önemli unsurlardır.
Son yıllarda yapılan restorasyon çalışmaları, tarihi dokuyu gözler önüne sermiş ve turizm potansiyelini artırmıştır. İçkale bölgesinde devam eden kazı ve restorasyon çalışmaları, bölgenin tarihine ışık tutmaya devam etmektedir.
Efsane ve Hikayeler
Diyarbakır Kalesi’nin yapımıyla ilgili ilgi çekici bir efsane anlatılmaktadır. Rivayete göre bir usta ile kalfası, hangisinin daha güzel sur yapacağına dair iddiaya girerler. Ters taraflardan surlara başlayan iki usta, yaptıkları surlar kesiştiğinde birbirlerinin eserlerine hayranlıkla bakarlar. Usta, “hangimizin eseri daha güzel?” sorusuna kalfası “sen” diyerek ustasının hakkını verir. Bunun üzerine usta, kalfasının hünerini takdir ederek surlardan atlar. Bu efsane, surların “Ben û Sen” (Ben ve Sen) adıyla anılmasına neden olmuştur.
Diyarbakır Kalesi ve Sur ilçesi, dokuz bin yıllık tarihi, UNESCO Dünya Mirası statüsü, zengin kültürel dokusu ve canlı ekonomik yapısıyla Türkiye’nin en değerli hazinelerinden biridir. Çin Seddi’nden sonra dünyanın en uzun surlarına sahip olan bu kadim şehir, geçmişle geleceği başarıyla harmanlayarak hem tarihi korumakta hem de modern yaşamın dinamizmini sürdürmektedir.
İlçe, ticaret, turizm, zanaat ve hizmet sektörlerindeki gelişmeleriyle ekonomik canlılığını korurken, tarihi mirasını gelecek nesillere aktarma sorumluluğunu da başarıyla yerine getirmektedir. Diyarbakır Kalesi’nin burçları, kapıları ve surları, binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini taşıyarak hem yerli halk hem de dünya çapında ziyaretçiler için vazgeçilmez bir değer olmayı sürdürmektedir.
Sur ilçesi, Anadolu medeniyetinin canlı bir tanığı olarak, Dicle Nehri’nin kıyısında geleceğe umutla bakmaya devam etmektedir.